Pages

Thursday, June 20, 2019

TUR -- Manlio Dinucci -- Körfez’deki petrol tankerlerini kim kundakladı?



Körfez’deki petrol tankerlerini kim kundakladı?
yazan Manlio Dinucci


ABD, İran’ı Umman Körfezindeki petrol tankerlerine yönelik saldırı düzenlemekle suçlayarak Ortadoğuda gerilimi tırmandırmaya çabalarken, İtalyan Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini Washingtonda, bu stratejinin mimarlarından biri olan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile görüşürken, ona « İtalyanın yeniden Batı en büyük demokrasisinin Avrupa kıtasındaki bir numaralı ortağı haline gelmek istediğini » söyledi. Böylece İtalyayı Washington tarafından başlatılan operasyonun kuyruğuna katmaya çalıştı.
İrana karşı savaş nedeni olarak gösterilen « Umman Körfezi olayı », 4 Ağustos 1964te bir ABD torpido gemisine saldırmakla suçlanan Kuzey Vietnam’ı bombalamak için savaş nedeni olarak kullanılan (ancak daha sonra sahte olduğu ortaya çıkan suçlama) « Tonkin Körfezi olayı »ndan kopyalanmıştır.
Bugün Washington tarafından yayınlanan bir video görüntüsü, menşeinin belli olmaması için infilak etmemiş bir mayını (çünkü mayının üzerinde « Made in İran » yazdığı belirtiliyor) bir petrol tankerinin gövdesinden güpegündüz söken sözde bir İran hücumbotunun mürettebatını göstermektedir.
Aklımızla alay eden bu « kanıtlar » Washington’un operasyonunun asıl amacını gizleme arayışının bir parçasıdır. Operasyonun asıl amacı küresel petrol ve doğal gaz rezervlerinin ve bunların enerji koridorlarının denetimine ilişkin stratejiye dayanmaktadır [1]. ABD’nin hedef tahtasında, toplam petrol rezervleri Suudi Arabistan’ınkini aşan ve ABDninkinden beş kat fazla olan İran ve Irak’ın bulunması tesadüf değildir. İran’ın doğalgaz rezervleri ABDninkinden yaklaşık olarak 2,5 kat daha fazladır. Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip bir ülke olan Venezüella da aynı nedenle ABD’nin hedefindedir.
Enerji koridorlarının denetimi konusu başat öneme sahiptir. Mike Pompeo, İran’ı « Hürmüz Boğazı üzerinden petrol akışını engellemekle » suçlayarak, « ABDnin seyrüsefer özgürlüğünü savunacağını » ilan etmektedir. Bir başka deyişle ABDnin, Avrupa dahil enerji tedariki için anahtar öneme sahip bu bölgeyi, her şeyden önce İran petrolünün (ABD yaptırımları nedeniyle İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinin her koşulda özgürce ulaşamayacağı) geçişini engelleyerek askeri olarak denetimi altına almak istediğini » duyurmaktadır.
Ø  İrandan Avrupaya, Irak ve Suriye üzerinden geçen bir doğalgaz boru hattı üzerinden düşük fiyatlı doğalgaz gelebilirdi; ama 2011de başlatılan proje, Suriye devletini yok etmeye yönelik ABD/NATO operasyonu sonrasında devre dışı bırakıldı.
Ø  Rusya’dan İtalya’ya, Karadeniz üzerinden South Stream aracılığıyla doğrudan ve buradan da büyük ekonomik avantajlarla diğer Avrupa ülkelerine doğalgaz gelebilirdi; ama büyük ilerleme kaydeden doğalgaz boru hattının yapımı, ABD ve hatta Avrupa Birliğinin baskısıyla, İtalya’ya büyük zararlar doğuracak şekilde 2014te durdurulmuştur.
Buna karşın, Almanyayı Rus doğalgazının dağıtım merkezi haline getiren Nord Streamin kapasitesinin iki katına çıkarılması süreci sürdürüldü. Ardından Temmuz 2018de varılan « enerji alanında ABD-AB stratejik işbirliği » anlaşması temelinde, ABye yönelik ABD sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatı üç katına çıktı. « Özgürlük gazının » Ukraynaya da ulaştırılacağı dağıtım merkezi Polonyadır.
Washington’un hedefi stratejiktir: Avrupa’da Rus gazının yerine ABD gazını ikame ederek Rusya’ya darbe indirmek. Ama çevre açısından felaket doğuran fracking yöntemiyle bitümlü şistten çıkarılan ABD gazının tedarikinin ne fiyatları, ne de ömrü konusunda hiçbir teminata sahip değiliz.
« Batı dünyasının en büyük demokrasisi »ne geldiğinde, « Avrupada artık kırıntılarla yetinmeyen bir hükümetin parçasıyım » açıklaması yapan Matteo Salvini, bu konuda neler düşünüyor acaba?
il manifesto 19 Haziran 2019 
Çeviri
Osman Soysal
[1] « Trump devrinde petrolün jeopolitiği », yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı, 9 Nisan 2019.




No comments:

Post a Comment

Note: Only a member of this blog may post a comment.